Orta yaş ve Üzeri kedi ve köpeklerin (7 yaş ve üstü) %70’inden fazlası ağız, diş ve diş eti hastalıkları yaşamaktadır. Bu tarz hastalıkların ilk belirtisi ağız kokusu ve ilerleyen dönemlerde iştahsızlık, ağızda salya, kızarık diş etleri ve dişlerin üzerini kaplayan tartartır. Zamanında teşhis ve müdahale edilmemesi durumunda birçok farklı rahatsızlığa neden olabilecek ciddi bir sağlık problemidir.
Ağız içinin kendi ıslak ve gıda maddeleriyle kontakt halindeki yapısı bakteri üremesi için çok ideal bir ortamdır. Ağızda kalan gıda birikintileri bekledikçe mikrobik aktivite başlar, bakteri plağı meydana gelir ve bu plak sertleştikçe tartar (diş taşı) haline gelir. Ağızdaki tartarların sayısına bağlı olarak artan mikrobik aktivite diş etlerinin iltihaplanmasına, kızarık ve hassas bir hale gelmesine neden olur.
Ağız içinde oluşan tartarlar sadece ağız ve diş sağlığını etkilemesi dışında vücuttaki sindirim, solunum ve birçok rahatsızlığa neden olan hastalıklara da neden olmaktadır. Çünkü ağızdaki artan bakteri yükü vücuttaki diğer organlarda ve sistemlerde de hastalık yapabilme riski taşımaktadır. Bunun dışında tartar bölgesindeki zayıflayan ve çekilen diş etleri, dişlerin çürümesine, diş kaybına, apselere ve bir çok ağız hastalığına sebep olabilmektedir.
Bu konuda dikkat edebileceğiniz 3 temel nokta bulunmaktadır.
1. Kuru mama ağırlıklı beslenmeden vazgeçmeyin. Çünkü kuru mama dişlerin mekanik olarak temizlenmesine yardımcı olur. Diğer ıslak mama ve ev yemekleri gibi ağızda gıda kalıntısı bırakma oranı çok daha minimaldir.
2. Ağızdaki mikrop yükünü azaltacak, ağız ve diş sağlığını destekleyen ürünler kullanın.
3. En önemlisi petinizi küçük yaşta diş fırçalamaya alıştırmaktır. Yetişkin olduklarında bu işleme başlamak onlar açısından çok daha fazla zorlayıcı olacaktır. Bu sebeple ne kadar erken alıştırırsanız başarılı olma şansınız o kadar yüksektir. Kullandığınız diş macunu mutlaka florürsüz ya da kedi, köpek için özel üretilmiş bir diş macunu olsun. Özellikle akşamları son öğünlerini yedikten sonra fırçalama sabaha kadar ağızda oluşacak bakteri yükünü büyük oranda engelleyecektir.
Bu yukarıdaki uygulamaları yapmak için asla sorunun başlamasını beklemeyin. Çünkü bu dikkat edecekleriniz sorununu tedavi etmez, ancak koruyucu amaçlıdır. Kediniz ya da köpeğinizde diş taşı, plak ya da ağız kokusu mevcutsa mutlaka veteriner hekiminizle bir tedavi protokolü oluşturun. Oluşmuş diş taşları için diş taşı temizliği ve devamında bir antibiyotik tedavisi gerekebilir. Tedavi sürecinden sonra, ağız hastalıklarının yeniden nüksetmemesi için yukarıdaki üç seçenek düzenli olarak uygulanmalıdır.