Bu bahsettiklerimiz her kedi için geçerli değildir. Ancak kliniğe giren kedide eğer titreme, tıslama, agresyon, çarpıntı ve bunun benzeri semptomları görüyorsanız, kedinizin Veteriner fobisi vardır diyebiliriz. Peki niçin? 1. Klinikteki ortam kokuları farklı olduğu için. Kediler için farklı koku tehtid demektir. Veteriner kliniklerinde ister istemeyerek farklı kedi ve köpeklerin bıraktığı kokuların izleri ortamda kalmıştır ve kediler hassas koku duyuları sayesinde bunları algılarlar ve geririlirler. 2. kediler bulunduğu ortama hakim olmak ister. Bu ne demek? örneğin eve bir kedi ilk geldiğinde önce gözüne kestirdiği ilk kuytu boşluğa, koltuk altına girer. Sonra yavaş yavaş zamanla ortamı keşfede keşfede alanını genişletir. bulunduğu ortamı iyice hakim olduktan sonra rahat davranmaya geçebilir. Hatta eve yeni bir poşetle ya da farklı bir objeyle geldiğiniz zaman onu müfettiş gibi inceler gelip onu koklayıp tanımlamak isterler. Kısacası kediler süprizleri sevmez. Evdeki düzenin eşyanın yerinin bile değişmesi onları rahatsız edebilir. Bu yüzden böyle davranış biçimine sahip bir kediyi kutunun içine koyup bir kliniğe götürmek elbette onları tedirgin edecektir. Klinik ortama girince ya gözüne saklanabileceği bir köşe kestirmeye çalışırlar ya da agresyon gösterip saldırmak isteyebilirler. Bir çok hasta yakının bahsettiği kedimi evde kutuya sokamıyorum ama klinikte ise aksine hemen kutusuna tık diye girmek istiyor ve klinikte de kutusundan çıkaramıyorum davranışının sebebi aslında bu yüzdendir. 3. Klinikte daha önce yaşadığı kötü deneyimler: Tırnak kestirme işlemi, aşı uygulaması, muayene işlemleri bazı kedi arkadaşların hoşuna gitmeyen eylemler olduğu için her veteriner ziyaretinde bunları kafalarına yazıp bir sonraki muayenede yine aynı olayların başına geleceğini düşünerek daha gergin olabilirler.
PEKİ BİZ BU DURUMU YUMUŞATMAK İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?
Taşıma çantasının içine daha baskın koku içeren ve onu rahatlatacak kedi otu spreyi sıkılmış oyuncaklarını yanına koyabilirsiniz, en azından dış kokuları biraz engelleyecektir. Randevu sistemi ile hasta kabul eden klinik tercih etmek. Kediler muayene veya aşı olmadan önce klinik ortamda uzun süre beklemeleri onların stres kat sayısını arttıracaktır, bu yüzden planlı veteriner ziyareti bir avantaj olacaktır. Daha yakın mesafedeki kliniği tercih etmek. Kedi ve köpek hasta girişlerini ve muayenelerini ayırma imkanı olabilen klinik seçimi ya da kedi ve köpek muayenelerini ayrı zaman dilimlerinde kabul eden klinik tercih etme. Veteriner ziyaretinden eve çıkmadan yarım saat önce bitkisel sakinleştirici kullanmak. Kediniz çok gerginse sürekli çok sık veteriner ziyaretinden kaçınmak. Kedinizin taşıma çantasını sadece veteriner ziyaretlerinde ortaya çıkarmak yerine, onu sürekli yaşadığı ortamda bulundurmak, ödülleri çantanın içinde vermek. Kediniz örneğin tırnak kesiminde çok geriliyorsa çok zorunda değilseniz tırnak kesimini yaptırmamak. Meslektaşlarımızın talimatlarına uymaya çalışmak, örneğin kediyi stabilize etmeye çalıştığında ay öyle tutmayın ay böyle yapmayın demenin faydadan çok stres sürecinin uzatır, karşınızda bu işi her gün ve sürekli yapan bir meslek profesyoneli olduğunu unutmayınız. Örneğin hastada bir tedavi protokolü her gün kliniğe enjeksiyon yapılmak yerine evde hap ile de yönetilebiliyorsa ve hekimde bunu uygun görüyorsa bunu bu şekilde gerçekleştirmek. Muayene odasına mümkünse kedinin yakını olarak temsilen tek kişi girmek ortamın daha az kalabalık olması ayrıca çok yüksek sesle konuşma yapmamak iyi olacaktır. Bazı hasta yakınlarımız bazen cemaat olarak gelebiliyor. Kediyi sakinleştirecek müzik açmak bazen iyi gelebilir.